Kalbin Zümrüt Tepeleri 4 M. Fethullah Gulen
Kalbin Zümrüt Tepeleri 4
Kalbin Zümrüt Tepeleri 4

Kalbin Zümrüt Tepeleri 4

Yazar: M. Fethullah Gulen
€11,90 €13,90 1190
  • Ön sipariş başarılı. Bizimle iletişime geçtiğiniz için teşekkürler!
  • İçinde sipariş ver
Kitap başlığı
Kalbin Zümrüt Tepeleri 4
Yazar
M. Fethullah Gulen
ISBN
9781682366462
İnsan, güzergâhı melekût âlemi, gözü ceberût ufkunda, hedefinde lahût zirveleri, mülk diyarının üveyki, engin donanımlı, ekstra iltifatlara açık müstesna bir varlıktır. O, ruhlar âleminden ayrılarak gelir, melekût âle- mininin kesif bir aynası sayılan, maddiyat, cismaniyat ve şehadet âlemi de diyeceğimiz bu mihnet ve nimet yurduna misafir olur; olur ve bir mânâda basireti, hep kalb ufku açısından ışığın asıl kaynağı kabul edilen alem-i ceberûta müteveccih yaşar. Yer yer esmâ ve sıfat ufkundan ceberût zirvelerine bakarken alem-i lâhûtu heceler durur, “Kab-ı kavseyn'' hülya-rıyla yatar-kalkar; hala-melâ rüyalarıyla farklı temâşâ zevklerine erer ve yürür soluk soluğa kendi “arş-ı kemâlât”ına, takdîr planına bağlı, istidat serhaddine doğru. irade Hak iradesine râm, Hareketler makro meşîet birleştirme ayarlı, Yaratan'ın emirlerine itaatteki inceliğin bilgisi, her zaman Sahibi Şeriat'ın rehberliği altında, basarı, basîreti nebîler, sıddık-lar, salihler şehrahinde yürür mavera-i atlasa; mârifet avlar güzergâhında herkesten ve her nesneden; yol boyu “Hû” sesiyle ürperir ve şah- olur küheylanlar gibi Mâbûd'unu, Maksûd'unu, Mahbûb'unu anarak... *** Ben baştan beri bu yazı silsilesine esas teşkil eden mevzuların anlatılmasının çoğaltılmasına inandım; Bazen içten bir iştiyakla, bazen de ürpererek kalemimle beraber ağladım, o döktüğü mürekkeple nefes alıp verdim, ben de gözyaşımla soluklandım. Kalbimi Yaratan bilir; sırrıma muttali olan da sadece O'dur; O'dur hafî ve ahfâ hakikatlerinin ne demek olduğunu bilen, dilediklerine bildiren ve gerçekleşen işlemleri söylediklerini de inayetiyle birlikte özeten!
İnsan, güzergâhı melekût âlemi, gözü ceberût ufkunda, hedefinde lahût zirveleri, mülk diyarının üveyki, engin donanımlı, ekstra iltifatlara açık müstesna bir varlıktır. O, ruhlar âleminden ayrılarak gelir, melekût âle-
mininin kesif bir aynası sayılan, maddiyat, cismaniyat ve şehadet âlemi de diyeceğimiz bu mihnet ve nimet yurduna misafir olur; olur ve bir mânâda basireti, hep kalb ufku açısından ışığın asıl kaynağı kabul edilen alem-i ceberûta müteveccih yaşar. Yer yer esmâ ve sıfat ufkundan ceberût zirvelerine bakarken alem-i lâhûtu heceler durur, “Kab-ı kavseyn'' hülya-rıyla yatar-kalkar; hala-melâ rüyalarıyla farklı temâşâ zevklerine erer ve yürür soluk soluğa kendi “arş-ı kemâlât”ına, takdîr planına bağlı, istidat serhaddine doğru. irade Hak iradesine râm, Hareketler makro meşîet birleştirme ayarlı, Yaratan'ın emirlerine itaatteki inceliğin bilgisi, her zaman Sahibi Şeriat'ın rehberliği altında, basarı, basîreti nebîler, sıddık-lar, salihler şehrahinde yürür mavera-i atlasa; mârifet avlar güzergâhında herkesten ve her nesneden; yol boyu “Hû” sesiyle ürperir ve şah- olur küheylanlar gibi Mâbûd'unu, Maksûd'unu, Mahbûb'unu anarak... ***
Ben baştan beri bu yazı silsilesine esas teşkil eden mevzuların anlatılmasının çoğaltılmasına inandım; Bazen içten bir iştiyakla, bazen de ürpererek kalemimle beraber ağladım, o döktüğü mürekkeple nefes alıp verdim, ben de gözyaşımla soluklandım. Kalbimi Yaratan bilir; sırrıma muttali olan da sadece O'dur; O'dur hafî ve ahfâ hakikatlerinin ne demek olduğunu bilen, dilediklerine bildiren ve gerçekleşen işlemleri söylediklerini de inayetiyle birlikte özeten!

İnsan, güzergâhı melekût âlemi, gözü ceberût ufkunda, hedefinde lahût zirveleri, mülk diyarının üveyki, engin donanımlı, ekstra iltifatlara açık müstesna bir varlıktır. O, ruhlar âleminden ayrılarak gelir, melekût âle- mininin kesif bir aynası sayılan, maddiyat, cismaniyat ve şehadet âlemi de diyeceğimiz bu mihnet ve nimet yurduna misafir olur; olur ve bir mânâda basireti, hep kalb ufku açısından ışığın asıl kaynağı kabul edilen alem-i ceberûta müteveccih yaşar. Yer yer esmâ ve sıfat ufkundan ceberût zirvelerine bakarken alem-i lâhûtu heceler durur, “Kab-ı kavseyn'' hülya-rıyla yatar-kalkar; hala-melâ rüyalarıyla farklı temâşâ zevklerine erer ve yürür soluk soluğa kendi “arş-ı kemâlât”ına, takdîr planına bağlı, istidat serhaddine doğru. irade Hak iradesine râm, Hareketler makro meşîet birleştirme ayarlı, Yaratan'ın emirlerine itaatteki inceliğin bilgisi, her zaman Sahibi Şeriat'ın rehberliği altında, basarı, basîreti nebîler, sıddık-lar, salihler şehrahinde yürür mavera-i atlasa; mârifet avlar güzergâhında herkesten ve her nesneden; yol boyu “Hû” sesiyle ürperir ve şah- olur küheylanlar gibi Mâbûd'unu, Maksûd'unu, Mahbûb'unu anarak... *** Ben baştan beri bu yazı silsilesine esas teşkil eden mevzuların anlatılmasının çoğaltılmasına inandım; Bazen içten bir iştiyakla, bazen de ürpererek kalemimle beraber ağladım, o döktüğü mürekkeple nefes alıp verdim, ben de gözyaşımla soluklandım. Kalbimi Yaratan bilir; sırrıma muttali olan da sadece O'dur; O'dur hafî ve ahfâ hakikatlerinin ne demek olduğunu bilen, dilediklerine bildiren ve gerçekleşen işlemleri söylediklerini de inayetiyle birlikte özeten!