Kirik Testi 20 - Isik-Karanlik Devr-i Daimi M. Fethullah Gulen
Kirik Testi 20 - Isik-Karanlik Devr-i Daimi
Kirik Testi 20 - Isik-Karanlik Devr-i Daimi

Kirik Testi 20 - Isik-Karanlik Devr-i Daimi

Yazar: M. Fethullah Gulen
€11,90 €14,90 1190
  • Ön sipariş başarılı. Bizimle iletişime geçtiğiniz için teşekkürler!
  • İçinde sipariş ver
Kitap başlığı
Kirik Testi 20 - Isik-Karanlik Devr-i Daimi
Yazar
M. Fethullah Gulen
ISBN
9781682366721
Dünyanın var olduğu günden bu yana hep döne dönüş yoluna devam çekiyor.. ısık-karanlık münavebesi her zaman aynı.. ne geceler mütemâdî ne de gündüzler; bazen onun yanı kalıcı gibi görünen müthis bir karanlık basıyor bazen de ısık gelip karanlıgın önünü kesiyor.. zaman oluyor her yan güllük ve gülistanlıga dönüyor; bir de bakıyorsun ona yanında hazanlar esiyor. Öyle mes'um zamanlar oluyor ki her sey künde künde tepede devriliyor ve insanî değerler ayaklar altında kalıyor; öyle günlerde de geliyor ki “baslarda gezen ayaklar suya eriyor” ve pâyimâl olan değerler baslara taç yapılıyor. Gün oluyor, sinelerden sevgi bütün bütün silinip gidiyor, saygı kinlere, nefretlere kurban ediliyor; kalbî ve ruhî hayat bütün bütün unutuluyor, insanların mutlu olan münasebetlerinde korkunç krizler yaşıyor, ifade ve tavırları ürperten bir kopusun sesi çözüm hâline geliyor. Bir de bakıyorsun, bütün bu olumsuzluklar bir zail oluyor ve gönüller yeniden şefkatle atmaya duruyor... Simdilerde de tarihî tekerrürler devr-i daiminin böyle ugursuz bir faslıyla karsı karsıya bulunuyoruz. Öyle ki, olup bitenlere dönüp bakınca kendimize âdeta bir karanlık tünelde yola almaya çalışıyor gibi sorunlar ve ümit-recâ dengesi koruyamadığımız hâle geliyoruz –en azından bazılarımız için bu şekilde ve yeniden toparlanıp yola devam etmek adına ne çabalar ne çabalar sarfediyoruz. Bazen üst üste öyle zifirî karanlıklar yaşıyoruz ki, bu türlü yaygın devrilip gidenlerin hadd ü hesabı yok; ayakta kalanlar ise meselesini Rahmeti Sonsuz'a havale ederek “Kim bilir, belki de bu sis ve duman, bu ifritten hâdise ve müterâkim karanlıklar umumi bir uyanış ve aydınlanmanın sebebidir.” deyip teselli oluyorlar.. ISBN 978-1-68236-672-1

Dünyanın var olduğu günden bu yana hep döne dönüş yoluna devam
çekiyor.. ısık-karanlık münavebesi her zaman aynı.. ne geceler
mütemâdî ne de gündüzler; bazen onun yanı kalıcı gibi görünen
müthis bir karanlık basıyor bazen de ısık gelip karanlıgın önünü
kesiyor.. zaman oluyor her yan güllük ve gülistanlıga dönüyor; bir
de bakıyorsun ona yanında hazanlar esiyor. Öyle mes'um zamanlar
oluyor ki her sey künde künde tepede devriliyor ve insanî değerler
ayaklar altında kalıyor; öyle günlerde de geliyor ki “baslarda gezen
ayaklar suya eriyor” ve pâyimâl olan değerler baslara taç yapılıyor.
Gün oluyor, sinelerden sevgi bütün bütün silinip gidiyor,
saygı kinlere, nefretlere kurban ediliyor; kalbî ve ruhî hayat bütün
bütün unutuluyor, insanların mutlu olan münasebetlerinde
korkunç krizler yaşıyor, ifade ve tavırları ürperten bir kopusun sesi
çözüm hâline geliyor. Bir de bakıyorsun, bütün bu olumsuzluklar
bir zail oluyor ve gönüller yeniden şefkatle atmaya duruyor...
Simdilerde de tarihî tekerrürler devr-i daiminin böyle ugursuz bir
faslıyla karsı karsıya bulunuyoruz. Öyle ki, olup bitenlere dönüp bakınca
kendimize âdeta bir karanlık tünelde yola almaya çalışıyor gibi
sorunlar ve ümit-recâ dengesi koruyamadığımız hâle geliyoruz –en azından
bazılarımız için bu şekilde ve yeniden toparlanıp yola devam
etmek adına ne çabalar ne çabalar sarfediyoruz. Bazen üst üste
öyle zifirî karanlıklar yaşıyoruz ki, bu türlü yaygın devrilip gidenlerin
hadd ü hesabı yok; ayakta kalanlar ise meselesini Rahmeti
Sonsuz'a havale ederek “Kim bilir, belki de bu sis ve duman, bu ifritten
hâdise ve müterâkim karanlıklar umumi bir uyanış ve aydınlanmanın
sebebidir.” deyip teselli oluyorlar..


ISBN 978-1-68236-672-1

Dünyanın var olduğu günden bu yana hep döne dönüş yoluna devam
çekiyor.. ısık-karanlık münavebesi her zaman aynı.. ne geceler
mütemâdî ne de gündüzler; bazen onun yanı kalıcı gibi görünen
müthis bir karanlık basıyor bazen de ısık gelip karanlıgın önünü
kesiyor.. zaman oluyor her yan güllük ve gülistanlıga dönüyor; bir
de bakıyorsun ona yanında hazanlar esiyor. Öyle mes'um zamanlar
oluyor ki her sey künde künde tepede devriliyor ve insanî değerler
ayaklar altında kalıyor; öyle günlerde de geliyor ki “baslarda gezen
ayaklar suya eriyor” ve pâyimâl olan değerler baslara taç yapılıyor.
Gün oluyor, sinelerden sevgi bütün bütün silinip gidiyor,
saygı kinlere, nefretlere kurban ediliyor; kalbî ve ruhî hayat bütün
bütün unutuluyor, insanların mutlu olan münasebetlerinde
korkunç krizler yaşıyor, ifade ve tavırları ürperten bir kopusun sesi
çözüm hâline geliyor. Bir de bakıyorsun, bütün bu olumsuzluklar
bir zail oluyor ve gönüller yeniden şefkatle atmaya duruyor...
Simdilerde de tarihî tekerrürler devr-i daiminin böyle ugursuz bir
faslıyla karsı karsıya bulunuyoruz. Öyle ki, olup bitenlere dönüp bakınca
kendimize âdeta bir karanlık tünelde yola almaya çalışıyor gibi
sorunlar ve ümit-recâ dengesi koruyamadığımız hâle geliyoruz –en azından
bazılarımız için bu şekilde ve yeniden toparlanıp yola devam
etmek adına ne çabalar ne çabalar sarfediyoruz. Bazen üst üste
öyle zifirî karanlıklar yaşıyoruz ki, bu türlü yaygın devrilip gidenlerin
hadd ü hesabı yok; ayakta kalanlar ise meselesini Rahmeti
Sonsuz'a havale ederek “Kim bilir, belki de bu sis ve duman, bu ifritten
hâdise ve müterâkim karanlıklar umumi bir uyanış ve aydınlanmanın
sebebidir.” deyip teselli oluyorlar..


ISBN 978-1-68236-672-1