İnsan, onu kullanarak nispette sever; Tanımadığının ise hep düşman olmuştur. Esasen, itiraz etmeyen bütün sorular altında da böyle bir tanımlanamazlık yatmaktadır. Eğer insan, kendi Yaratıcısı'nı tanıma mevzuunda herhangi bir kopyai tanımaya yapıldığı iştiyak kadar arzulu olsaydı.. Rabb'ini tanıtıp tarif eden muarrif üstadların tedrisinden nasiplenerek, kâinat kitabını Kitabullah'ın ölçü ve kıstaslarıyla muayenee tabi tutabilseydi..
Allah Resulü'nden sudûr ile hayata hayat olan hakikatleri bir nebze dinleyip, sonuçtade vicdanında hasıl olan nur hüzmelerinin maviliğiyle eşya ve hadiselerin lahut âlemine
ait yönü seyredebilseydiniz, zihninizi kurcalayan birçok mesele ve istifhama daha fazla işin başında bakımı elinizde bulundurun.
***
İnsan, yalnızca mideden ibaret bir mahlûk değildir. Onun midesinin yanında bir de ruhu, kalbi, duygusu, hisleri ve vicdanı vardır..
Ve esasen, insanın sahip olduğu diğer varlıklardan ayrılanlar da bunlardır. Bunlar tatmin edilmedikçe bütün dünya tek bir insana verile, yine o insan huzurdan nasipsizdir. İşte bütün mesele, fert ve toplumların huzuru duyup, mutlulukla dolacakları bir zemine, bir ebedi meskene göre kayıttır. Yoksa bu geçici dünyada ona ne verirseniz, onu mutlu edemezsiniz.
İnsan, onu kullanarak nispette sever; Tanımadığının ise hep düşman olmuştur. Esasen, itiraz etmeyen bütün sorular altında da böyle bir tanımlanamazlık yatmaktadır. Eğer insan, kendi Yaratıcısı'nı tanıma mevzuunda herhangi bir kopyai tanımaya yapıldığı iştiyak kadar arzulu olsaydı.. Rabb'ini tanıtıp tarif eden muarrif üstadların tedrisinden nasiplenerek, kâinat kitabını Kitabullah'ın ölçü ve kıstaslarıyla muayenee tabi tutabilseydi..
Allah Resulü'nden sudûr ile hayata hayat olan hakikatleri bir nebze dinleyip, sonuçtade vicdanında hasıl olan nur hüzmelerinin maviliğiyle eşya ve hadiselerin lahut âlemine
ait yönü seyredebilseydiniz, zihninizi kurcalayan birçok mesele ve istifhama daha fazla işin başında bakımı elinizde bulundurun.
***
İnsan, yalnızca mideden ibaret bir mahlûk değildir. Onun midesinin yanında bir de ruhu, kalbi, duygusu, hisleri ve vicdanı vardır..
Ve esasen, insanın sahip olduğu diğer varlıklardan ayrılanlar da bunlardır. Bunlar tatmin edilmedikçe bütün dünya tek bir insana verile, yine o insan huzurdan nasipsizdir. İşte bütün mesele, fert ve toplumların huzuru duyup, mutlulukla dolacakları bir zemine, bir ebedi meskene göre kayıttır. Yoksa bu geçici dünyada ona ne verirseniz, onu mutlu edemezsiniz.