Kirik Testi 20 - Isik-Karanlik Devr-i Daimi
- Category: Hepsi, Kirik Testi, M. Fethullah Gulen, Pırlanta ...
Dünya var oldugu günden bu yana hep döne döne yoluna devam
ediyor.. ısık-karanlık münavebesi her zaman aynı.. ne geceler
mütemâdî ne de gündüzler; bazen her yanı kalıcı gibi görünen
müthis bir karanlık basıyor bazen de ısık gelip karanlıgın önünü
kesiyor.. zaman oluyor her yan güllük ve gülistanlıga dönüyor; bir
de bakıyorsun her tarafta hazanlar esiyor. Öyle mes’um zamanlar
oluyor ki her sey künde künde üstüne devriliyor ve insanî degerler
ayaklar altında kalıyor; öyle günler de geliyor ki “baslarda gezen
ayaklar suya eriyor” ve pâyimâl olan degerler baslara taç yapılıyor.
Gün oluyor, sinelerden sevgi bütün bütün silinip gidiyor,
saygı kinlere, nefretlere kurban ediliyor; kalbî ve ruhî hayat bütün
bütün unutuluyor, insanlar birbirleriyle olan münasebetlerinde
korkunç krizler yasıyor, her ifade ve tavır ürperten bir kopusun sesi-
solugu hâline geliyor. Bir de bakıyorsun, bütün bu olumsuzluklar
bir bir zail oluyor ve gönüller yeniden sefkatle atmaya duruyor...
Simdilerde de tarihî tekerrürler devr-i daiminin böyle ugursuz bir
faslıyla karsı karsıya bulunuyoruz. Öyle ki, olup bitenlere dönüp bakınca
kendimizi âdeta bir karanlık tünelde yol almaya çalısıyor gibi
görüyor ve ümit-recâ dengesini koruyamaz hâle geliyoruz –en azından
bazılarımız için bu böyle– ve yeniden toparlanıp yola devam
etme adına ne gayretler ne gayretler sarfediyoruz. Bazen üst üste
öyle zifirî karanlıklar yasıyoruz ki, bu türlü durumlarda devrilip gidenlerin
hadd ü hesabı yok; ayakta kalanlar ise meseleyi Rahmeti
Sonsuz’a havale ederek “Kim bilir, belki de bu sis ve duman, bu ifritten
hâdise ve müterâkim karanlıklar umumi bir uyanıs ve aydınlanmanın
vesilesidir.” deyip teselli oluyorlar..
ISBN 978-1-68236-672-1
Dünya var oldugu günden bu yana hep döne döne yoluna devam
ediyor.. ısık-karanlık münavebesi her zaman aynı.. ne geceler
mütemâdî ne de gündüzler; bazen her yanı kalıcı gibi görünen
müthis bir karanlık basıyor bazen de ısık gelip karanlıgın önünü
kesiyor.. zaman oluyor her yan güllük ve gülistanlıga dönüyor; bir
de bakıyorsun her tarafta hazanlar esiyor. Öyle mes’um zamanlar
oluyor ki her sey künde künde üstüne devriliyor ve insanî degerler
ayaklar altında kalıyor; öyle günler de geliyor ki “baslarda gezen
ayaklar suya eriyor” ve pâyimâl olan degerler baslara taç yapılıyor.
Gün oluyor, sinelerden sevgi bütün bütün silinip gidiyor,
saygı kinlere, nefretlere kurban ediliyor; kalbî ve ruhî hayat bütün
bütün unutuluyor, insanlar birbirleriyle olan münasebetlerinde
korkunç krizler yasıyor, her ifade ve tavır ürperten bir kopusun sesi-
solugu hâline geliyor. Bir de bakıyorsun, bütün bu olumsuzluklar
bir bir zail oluyor ve gönüller yeniden sefkatle atmaya duruyor...
Simdilerde de tarihî tekerrürler devr-i daiminin böyle ugursuz bir
faslıyla karsı karsıya bulunuyoruz. Öyle ki, olup bitenlere dönüp bakınca
kendimizi âdeta bir karanlık tünelde yol almaya çalısıyor gibi
görüyor ve ümit-recâ dengesini koruyamaz hâle geliyoruz –en azından
bazılarımız için bu böyle– ve yeniden toparlanıp yola devam
etme adına ne gayretler ne gayretler sarfediyoruz. Bazen üst üste
öyle zifirî karanlıklar yasıyoruz ki, bu türlü durumlarda devrilip gidenlerin
hadd ü hesabı yok; ayakta kalanlar ise meseleyi Rahmeti
Sonsuz’a havale ederek “Kim bilir, belki de bu sis ve duman, bu ifritten
hâdise ve müterâkim karanlıklar umumi bir uyanıs ve aydınlanmanın
vesilesidir.” deyip teselli oluyorlar..
ISBN 978-1-68236-672-1