Her annemizin yeri ayrıdır; ancak konumları, edâ ettikleri misyon ve Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) nezdindeki yerleri açısından bakıldığında onlar arasında bilhassa Hazreti Hadîce (radıyallahu anha) ile Hazreti Aişe’nin (radıyallahu anhâ) çok ayrı bir yeri vardır. Hazreti Hadîce (radıyallahu anha), çile, mihnet ve imkânsızlıklar içinde geçen Mekke yıllarının insanıdır ve yaşadığı sıkıntılarında Efendimiz’i (sallallahu aleyhi ve sellem) rahatlatacak, imkânsızlıklarında mâmelekini önüne koyup istediği tasarrufu yapabilmesine imkân sağlayacak, güçsüzlere fer olup kimsesizlere kol-kanat gerecek tecrübeli, maddi imkânları olan, sabır ve metanet sahibi bir insandır. Elinizdeki eser, Mekke yıllarının çileli insanı Hazreti Hadîce’yi (radıyallahu anha) konu edinmektedir. O Hazreti Hadîce ki dün olduğu gibi bugün de garib u gurebânın hâmisi, canı yananların teselligâhi, mağdur ve mazlumların halaskârı ve başı sıkışanların elinden tutup kaldıran müşfik bir sâhibidir!
Her annemizin yeri ayrıdır; ancak konumları, edâ ettikleri misyon ve Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) nezdindeki yerleri açısından bakıldığında onlar arasında bilhassa Hazreti Hadîce (radıyallahu anha) ile Hazreti Aişe’nin (radıyallahu anhâ) çok ayrı bir yeri vardır. Hazreti Hadîce (radıyallahu anha), çile, mihnet ve imkânsızlıklar içinde geçen Mekke yıllarının insanıdır ve yaşadığı sıkıntılarında Efendimiz’i (sallallahu aleyhi ve sellem) rahatlatacak, imkânsızlıklarında mâmelekini önüne koyup istediği tasarrufu yapabilmesine imkân sağlayacak, güçsüzlere fer olup kimsesizlere kol-kanat gerecek tecrübeli, maddi imkânları olan, sabır ve metanet sahibi bir insandır. Elinizdeki eser, Mekke yıllarının çileli insanı Hazreti Hadîce’yi (radıyallahu anha) konu edinmektedir. O Hazreti Hadîce ki dün olduğu gibi bugün de garib u gurebânın hâmisi, canı yananların teselligâhi, mağdur ve mazlumların halaskârı ve başı sıkışanların elinden tutup kaldıran müşfik bir sâhibidir!