Aciklamalar Abdullah Aymaz
Risale-i Nur’dan Gençlik Rehberi’nin güzelce izah ettiği gibi ölüm o kadar kat’î ve zâhirdir ki bugünün gecesi ve bu güzün kışı gelmesi gibi ölüm başımıza gelecek. Bu hapishane, nasıl ki mütemâdiyen çıkanlar ve girenler için muvakkat bir misafirhanedir; öyle de bu zemin yüzü dahi acele hareket eden kafilelerin yollarında bir gecelik konmak ve göçmek için bir handır. Her bir şehri yüz defa mezaristana boşaltan ölüm, elbette hayattan ziyade bir istediği var. İşte bu dehşetli hakikatin muammasını Risale-i Nur hall ve keşfetmiş. Bir kısacık hulâsası şudur:
Madem ölüm öldürülmüyor ve kabir kapısı kapanmıyor; elbette, bu ecel cellâdının elinden ve kabir haps-i münferidinden kurtulmak çaresi varsa insanın en büyük ve her şeyin fevkinde bir endişesi, bir meselesidir. Evet, çaresi var ve Risale-i Nur, Kur’ân’ın sırrıyla o çareyi iki kere iki dört eder derecesinde kat’î ispat etmiş...
Aciklamalar Abdullah Aymaz
Risale-i Nur’dan Gençlik Rehberi’nin güzelce izah ettiği gibi ölüm o kadar kat’î ve zâhirdir ki bugünün gecesi ve bu güzün kışı gelmesi gibi ölüm başımıza gelecek. Bu hapishane, nasıl ki mütemâdiyen çıkanlar ve girenler için muvakkat bir misafirhanedir; öyle de bu zemin yüzü dahi acele hareket eden kafilelerin yollarında bir gecelik konmak ve göçmek için bir handır. Her bir şehri yüz defa mezaristana boşaltan ölüm, elbette hayattan ziyade bir istediği var. İşte bu dehşetli hakikatin muammasını Risale-i Nur hall ve keşfetmiş. Bir kısacık hulâsası şudur:
Madem ölüm öldürülmüyor ve kabir kapısı kapanmıyor; elbette, bu ecel cellâdının elinden ve kabir haps-i münferidinden kurtulmak çaresi varsa insanın en büyük ve her şeyin fevkinde bir endişesi, bir meselesidir. Evet, çaresi var ve Risale-i Nur, Kur’ân’ın sırrıyla o çareyi iki kere iki dört eder derecesinde kat’î ispat etmiş...